4 MAYIS İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ HAFTASI
İş sağlığı ve güvenliği (İSG), yapılan işten veya çalışılan işyerinden kaynaklanan tehlikelerin, genel çevre ve toplum üzerindeki etkileri de dikkate alınarak öngörülmesi, tanınması, değerlendirilmesi ve kontrol edilmesini, iş yeri ortamının iyileştirilmesini hedefleyen sistemli bilimsel çalışmaların bütünü olarak tanımlanmaktadır. Sağlık ve iş aktiviteleri birbirine bağımlıdır. Fiziksel ve zihinsel kapasitesini aşmadığı sürece işin bireyin sağlıklı kalmasına yardımcı olduğu genel olarak kabul edilmektedir, ancak işte yer alan çeşitli faktörler işçilerin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Örneğin; yapılan işin türü, gerektirdiği fiziksel ve zihinsel çaba, kullanılan malzemeler ve ürünler, çalışma ortamının doğası, işin yapıldığı koşullar ve koşulların nasıl düzenlendiği işçilerin sağlığının nasıl etkileneceğinin belirleyicilerindendir. İSG bütün ülkeler için önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının yüzde %98'i, meslek hastalıklarının yüzde %99'u önlenebilir iken; gerekli önlemler alınmadığı için her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı birçok kayıp yaşanmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğinin temel amaçları arasında bütün çalışanların bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye çıkarmak ve bunu sürdürmek vardır. İş sağlığı güvenliği, sadece iş kazaları, meslek hastalıkları, işle ilişkili hastalıkların sonuçları ve önlenmesi ile sınırlı değildir. Konunun hem tıbbi boyutu (işçi sağlığı), hem teknik boyutu (iş güvenliği) hem de iş hijyeni boyutu vardır. Bunlar iş sağlığı bilim alanının birbirinden ayrılmaz parçalarıdır ve bu kapsamda farklı meslek gruplarının yer aldığı çok disiplinli, ekip çalışması ile başarı sağlanabilir. İş sağlığında temel yaklaşım sağlığın korunmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için işçi, işveren ve devlet iş birliği içerisinde olmalıdır. Çalışanların sağlıklı ve güvenli ortamda çalışmasına ilişkin hak ve yükümlülükleri konusunda çalışmaların planlanması ve yürütülmesinde çalışan örgütleri, işveren örgütleri ve devlet taraflarının önemli rolleri vardır. Ülkemizde, 30.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” bu konudaki önemli adımlardan biridir. Kanunun amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir. Bu Kanun aynı zamanda kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği farkındalığının arttırılması amacıyla ülkemizde 1987 yılından itibaren her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen "İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası" tüm tarafları kapsayan ve çalışma hayatının güncel konularına uygun olarak hazırlanan içerikleriyle iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişimine ve bu doğrultuda oluşacak bilinç ile iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesine katkı sunmaktadır. Her yıl İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında etkinlikler düzenlenmektedir. 2001 yılından itibaren bu etkinlikler çiftli yıllarda uluslararası düzeyde iş sağlığı ve güvenliği kongreleri, tekli yıllarda ise ulusal düzeydeki etkinlikler ile gerçekleştirilmektedir. Ulusal düzeydeki etkinlikler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenmektedir. Önceki yıllarda İstanbul, Ankara, Bursa, Konya, Kayseri, Şanlıurfa, İzmir, Gaziantep, Antalya’da gerçekleştirilen etkinlikler 2021 yılında pandemi nedeni ile çevrimiçi olarak düzenlenirken, 2022 yılında Ankara’da gerçekleştirilen açılış konuşması sonrası çevrimiçi olarak devam etmiştir. 2022 yılının ana teması “Sosyo-Ekonomik Boyutu ile İş Sağlığı ve Güvenliği” olarak belirlenmiştir. Hafta etkinlikleri kapsamında, iş sağlığı ve güvenliğinin hukuk, etik, iktisat, çalışma hayatında psikososyal risk etmenleri konuları ele alınmıştır.
|